Monday, July 9, 2012

Bambados!

Birkac gün önce havuzdan davetiye aldigimi yazmistim. Cuma ögleden sonra git gide agirlasan, bir yagip bir acan havadan nemlenecegime, dogruya havuza atlayarak islanmaya karar verdim. Yalniz cuma günü oldugu icin, zannettim ki cocugunu kapan gelir, ortalik ufakliklardan gecilmez, biz de adam akilli yüzemeyiz. Oysa hic de sandigim gibi degildi. Yas ortalamasi 35 civariydi. Herkes sakin sakin sporunu yapti, kitabina göz gezdirdi.

janetaliriza.blogspot.de

Kapali havuzlar icinde en cok spor amacli olani, yani olimpik ölcüleri haiz olanini seviyorum. Herkes kulvarinda rahat rahat yüzüyor. Ortalikta ördek gibi dolanan olmuyor.

Bir ara disaridaki havuzlara da gittim. Su sicakligi biraz daha düsüktü, ilk basta alismak güc olsa da spor amacli yüzmeye daha müsait oluyor soguk su.

Elbette kaydiraklari affetmedim. Asagiya dogru süratlendikce adrenalin artiyor! Aslinda adrenalinle basim hic hos degil. Onu sadece caresizlik anlarimdan tanidigim icin garip hisler duyuyorum adrenalinin ardindan. Bir nevi sartli refleks sanirim. Yenerim ama. Üstüne gitmem lazim hepsi bu. O yüzden spor esnasinda kücük adrenalin anlarini degerlendirip o refleksimi bertaraf etmeye calisiyorum.

Spor kompleksinin catisina da romantik bir havuz kondurmuslar. Orman manzarasina nazir, acik havada ve isitilmis suyun icinde harikulade bir yarim saat gecirdim.

O gün, aklima sık sıSunullah Arısoy'un o sabah okudugum hikayesinden (Tedirginin Biri) cümleler geldi. Kendimi yerli yersiz gülümserken yakaladim.


E onu da yarin anlatayim madem.
Sevgiyle kalin,
Janet.

No comments:

Post a Comment