Tuesday, October 9, 2012

Everest'te Ölüm Kalım


Bu haftaki Der Spiegel dersiginde yine enteresan bir haber vardı. Konu Everest. Haberin başlığı ise Trafik Sıkışıklığı. 

janetaliriza.blogspot.de

Bu yazıdan öğrendim ki, o çok meşhur Everest’e tırmanmak aslında neredeyse hiç güç değilmiş. Önemli olan soğuğa dayanıklı teçhizatınızın yanınızda olmasıymış. Şanı alıp yürüdüğünden tırmananın haddi hesabı yokmuş. Tırmanıcı olmayıp buna rağmen çıkmak isteyenleri yukarı götürenler, Everest turizminden kazançlarını ziyadesiyle sağlıyorlarmış.

janetaliriza.blogspot.de
Önemli olan acele etmemek diyor haber. Çünkü ‚yükseklik hastalığından‘ muzdarip olmamanız için, azalan basınç, ısı ve oksijene bedeni alıştırmak gerekiyormuş. Bu bilgilerin ardından şöyle bir olay aktarılıyor.
19 Mayıs 2012 tarihindeki tırmanışta herkes artık inmekteyken, zirveye çıkıp ayak basan 176. kişi olan Aydın Irmak, New York’ta bir bisiklet satıcısıymış ve zirveye bisikletle çıkan ilk insan olmak niyetiyle yola çıkmış.

Tırmanışçılar, dağın büyük bölümünü aşıp, zirveye çok yaklaşıldığı yerdeki kamp alanında gecelerler ve en geç saat 13.00’te orada olacak şekilde yeniden yola koyulurlarmış. Bu, zirvedeki en katı kurallardan biriymiş. Zira bu saatten sonra başlayan fırtınayı atlatmak çok güçmüş.
Aydın Irmak, zirveye vardığında saat yaklaşık 15.00miş. Yanında getirdiği bayrağını zirveye dikmiş ve fotoğrafını çekmek istemiş. Fotoğraf makinası çalışmayınca tek eldivenini çıkararak denemiş. Bu esnada sert bir rüzgar eldiveni uçurmuş. Zirvede tek başına, iniş için oldukça gecikmiş ve bir de eldivensiz. Saat 15.30 gibi inişe geçmiş. 4.Kamp alanına 900 metre kadar uzaktaymış.
O günün gecesinde, ajansının bulduğu İsrailli müşterisini Everest’e çıkarmak üzere 6000 Dolar’a anlaşan ve zirveye varılması halinde ekstra 2000 Dolar sözü alan tırmanış rehberi Pemba Jangbu Sherpa, ve müşterisi Nadav Ben-Jahuda zirveye vakitli varmak üzere 4.kamp alanından yeniden tırmanmaya başlamışlar, yukarıda onları bekleyen trajediden habersiz.
8300 metrede Çinli işadamı Ha Wenyi ile karşılaşıyorlar. Wenyi’nin oksijeni tükenmiş.  Tamamen gücü tükenmiş vaziyette. Pemba, ona sabit halatına asılmasında yardım edip yola devam ediyor müşterisi ile.
8400 metreye vardıklarında Kanadalı bir işkadını olan Shriya Shah-Klorfine’in yerde yatan bedenini  görüyor Pemba. Uyandırmaya çalışıyor. Çoktan ölmüş.
8500 metreye vardıklarında yeni biriyle karşılaşıyorlar. Bir kayadan sarkıyor, izolasyon kıyafetleri parçalanmış, elyaflar sallanıyor üzerinden, sağ bacağında olması gereken kramponunu da kaybetmiş. Dudaklarını buz tutmuş. Üstelik oksijen maskesi de takılı değil. Aydın Irmak. Gözleri kapalı ama nefes alıyor. Pemda Irmak’ı silkeliyor ve Irmak uyanıyor. Pemba ona bacaklarını kımıldatıp kımıldatamadığını soruyor. „Sanırım“ diye cevap veriyor Irmak.
„Teçhizatın nerede?“
„Bilmiyorum.“
Irmak neler olduğunu hatırlamıyor. Zirveden oraya kadar nasıl indiğini de.  Pemba, ve müşterisi onu olduğu yerden alıyorlar. Zirveye varmaktan vazgeçip ona yardım etmeye karar veriyorlar.
Önce ölü Kanadalı‘nın , sonra da artık ölmüş olan Çinli’nin cesetlerini aşıyorlar. Bu ikisinin ardından Güney Koreli Song Won Bin’i fark etmeden devam ediyorlar. Bin, oryantasyonunu yitirmiş, bilinci karışık ve bir kayadan düşmüş halde.
4.Kamptan aşağı kamp 3’e doğru ilerlerken Alman doktor Eberhard Schaaf’ın cesediyle karşılaşıyorlar. Neredeyse yere tamamen dik olan 12 metrelik bir kayayı aşarken düşmüş.

O gece orada 6 kişi hayatını kaybetmiş.
Der Spiegel, bu olaydan bir kaç hafta sonra Istanbul’da bir kafede buluşuyor Irmakla. Irmak, buluşmaya doktordan geliyor. Sağ elinin parmakları ampute edilmiş.
„Bazen düşünüyorum da“ diyor „keşke beni orada bıraksalardı.“

Bu hikayeyi okur okumaz Farlimas ile paylaştım. O da bu sporla meşgul. Bir grup arkadaşı tırmanmışlar Everest'e. Yol boyunca pek çok cesetle karşılaşılıyormuş. Böyle bir seyahatten neden zevk alınır acaba?
Bunca risk neden göze alınır? Bu gerçekten spor mudur? Macera böyle körü körüne mi yaşanır? Benim anlayamayacağım şeyler bunlar belli ki…
Sevgiler,
Janet.

No comments:

Post a Comment