Salı akşamı, hüzünlü
bir Acem dostumu neşelendirmek için bir araya geldik. Şirazî
helvalarının* yenip, Türk kahvelerinin içilip, falların bakıldığı; şiirlerin
okunup, ölümden, tasavvuftan, fizik kanunlarının bunlarla ilişkilendirildiği
neşeli bir gece oldu.
Herkes en sevdiği
yazarı ve romanı methediyordu. „İnce Memed“ dedi bir kişi. Kitabın
Farsçası her daim en çok satan kitaplardan biriymiş İran‘da. „Senede bir okurum kitabı, ama ben okumazken
de o kitaplar hep ortalardadır, ben okumuyorsam annem okuyordur, babam
okuyordur, kardeşlerim okuyordur“ dedi. Çok okuduğu için çabuk yıpranıyormuş; hem seveni de çok olduğu için bazen o kitabın gidip de gelmediği oluyormuş. Dolayısıyla İnce Memed’ alış verişi sık oluyormuş. İnce
Memedsiz kaldığı bir vakit, bit pazarındaki bir kopyası için nasıl kahramanca
diğer müşterilerle kapıştığından da bahsetti arkadaşım.
Bence, kitabın dili o kadar
Adanalı ki, çevirilerinde nasıl onu verebiliyorlar merak
ediyorum. Ben ilk cildini severim, diğerlerinde o tadı bulamamıştım (haddim olayarak.) İlk kitapta Çukurova ile, Toroslar ile
yeni tanışıyordum. Ağalık sisteminin nasıl bir illet olduğunu yeni anlıyordum. Bu
ufak tefek, çelimsiz oğlan, çetelere eşkiyalara karıştıkça benim yüreğim hop
ediyordu. Abdi Ağa ölse de rahat etsek diyor, adama beddualar ediyordum. Sürekli
Türkçe sözlükler karıştırıp yeni yeni kelimeler öğrenip, Türkçemden utanıyordum.
Böylesi bir kitabın diğer dillerdeki sesi, hissi nasıldır acaba?
Her okuduğumda
gülümsediğim bir ifade geldi şimdi aklıma:
„Helbeeeet“
‚Helbet‘ diyor mu acaba
o cılız çocuk Farsça, Almanca çevirilerinde? Salı gününden beri ara ara İnce
Memed’i düşündüm. Toroslarda eşkiyalar arasında Almanca başkaldırısını merak
ettim. Şansım da yâver gitti, Buldum İnce Memed’i: Memed mein Falke
janetaliriza.blogspot.com |
Toros rüzgârları bu
kitapta Türk çesi'ndeki gibi eser mi? Bilmediğim gibi tedirginim de. Oradaki
yabancılığımı kırmak için, bu yola yanıma bir tanıdık alarak çıkmaya karar
verdim... Bütün bu edebî romantizmi alt üst eden edepsizliğimle hazırladım çekirdeğimi, resimdeki gibi!
Şimdi köşeme çekilip, bildiğim
bir dünyaya bilmediğim bir yoldan girmenin sıkıntılı merakı ile sayfaları çevirme
zamanı.
Sevgiyle kalın,
Janet.
* Şiraz Helvası,
hurmaların soyulup biraz pişirildikten sonra miyane ile kıvamlandırılıp, tahin
ile tatlandırıldığı bir İran helvasıdır.
İnce Memed ve yanında Şiraz helvası.) hangisi dersen, kitap elimin altında kütüphanemde..bir daha bir daha okusam bıkmam...Ama Şiraz Helvasını da merak ettim şimdi..hurmalar olunca kesin lezzetlidir de:)
ReplyDeleteİyi okumalar dilerim...Kitaplar iyi ki var hayatlarımızda..Onlar ki koskocaman bir dünya!..
Bu arada hayırlı olsun bloğunuz..
esenlikler dilerim...