Wednesday, June 13, 2012

Ken’an Rifâî ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık


Son on yıl içinde, spritüel dünyama seslenen başlıca güncel yazarlardan biri olan Cemalnûr Sargut’u onca dinledikten sonra, sürekli sözünü ettiği şeyhleri Ken’an Rifâî hakkında biraz daha bilgi edinmek istedim. Bulunduğum bölgenin kütüphanesinde de gerçekte onu anlatan bir kitap bulabildim: başlıkta adı geçen „Ken’an Rıfâî ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık“ Kitabın yazarları iki hanım: Sâmiha Ayverdi, Nezihe Araz, Safiye Erol ve Sofi Huri. Bu isimlere de yine Cemalnur Hanım’ın konuşmalarından aşinayız. Özellikle Sâmiha Hanım’dan „Samiha Anne“ diye bahsettiğini duymuşsunuzdur siz de.

Elimdeki kitap Hülbe Yayınları’ndan 1983 senesinde çıkmış. Karton kapak 476 sayfa. Beş bölüm olarak hazırlanmış. Birinci bölüm (ya da kitap geçen şekli ile: Birinci Etüd) Sâmiha Ayverdi ile Nezihe Araz’ın, ikinci bölüm (ikinci etüd) Safiye Erol’un, üçüncü bölüm Sofi Huri’nin elinden çıkmış. Ayrıca mektupları ve sohbetlerine de yer verilmiş son iki kısımda.

janetaliriza.blogspot.com

Genel olarak Kenan Rifâî’nin biografisine odaklanılmış ve çocukluğundan başlayarak yaşantısı, eğitimi, küçükken yaptığı afacanlıklar ve saçtığı zekâ pırıltıları irdelenmiş. Daha sonra bir yandan genç bir öğretmen olarak tayinleri, gittiği yerlerdeki ilişkileri, manevi uyanış ve aydınlatışına geçilmiş. Annesinin hayatındaki önemi vurgulanmış. Din anlayışı, ahlâk görüşü, insan ilişkileri gibi çeşitli yönlerden kişiliği ve mürşitliği anlatılmış.

Satır araları, Cemalnur Hanım’ın anlattığı kıssalar ve sarf ettiği özlü sözlerle dolu. Demek ki kendisi, sözünü ettiği kaynağının, mürşidinin tamamen özümsemiş ve onun bir aynası haline gelmiş.

Örneğin:

„Haktan başka bir şer olmadığı için, mahlûktan da zuhur eden Hak’tır; Allah’ın vahiy vasıtaları nihayetsizdir.“ (s.38)

„Zulüm, bir şeyi kendi mevziine koymamaktır“ (s.52)

„Havada uçmak mûcize olsa,  kargalar da uçuyor; denizde yüzmek mûcize olsa balıklar da yüzüyor. Biz iç terbiyemizle meşgul olalım, bir kötü hasleti yok edip yerine bir iyisini getirelim, lâzım olan budur.“ (s.125)

„Bakın, Allah için Rabbül’âlemîndir diyoruz. Rabbül’müslimîn demiyoruz. Onun yapmadığı ayırmayı ben kul olarak nasıl yaparım?“ (s.149)

Kenan Rifai’nin biyografisi olmasının yanı sıra, vahdet inancının iyice kavranması, aşkın ne olduğu, maddiyat ve maneviyat dengeleri, ve en önemlisi mutluluğun gerçek kaynağına yönelim anlamında çok aydınlatıcı bir eser olmuş. Cemalnur Sargut’u severek dinleyenler, onun nelerle beslendiğini anlamak için ve bu yolculuklarında bir başlangıç noktası olarak bu kitaba göz gezdirebilirler.

Elif Şafak, Aşk isimli romanına hazırlanırken tasavvufa girişini yine bu kanallardan yaptığını belirtmişti kitabının yeni çıktığı dönemde.

Son olarak  da demek isterim ki, kitabın dilinde elli yıl öncesinin zerafeti var. 

Sevgiyle kalın.
     Janet

1 comment:

  1. Merhabalar,
    Tesaduf eseri bu sayfanizi gordum Janet Hanim. Okudugunuz ve takdimini yaptiginiz kitap, Ken'an Rifai ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık, 1983 basimi. Ben 2012 basimini okumayi yeni tamamladim. Yazinizda bir yer var duzeltmek istedigim. Bu kitabin satir aralarindaki yazilar sizin one surdugunuz gibi Cemalnur Sargut Hanim`a ait degildir. Satir arasi yazilar ve ani niteliignde yazilar bizzat Samiha Ayverdi Hanimefendi`ye aittir ve yazilar Safiye Erol, Nezihe Araz ve Sofi Huri tarafindan derlenmistir. Bu bilgi yanlisligini duzeltme geregi duyarak musadenizle yazma geregi duydum.

    ReplyDelete